Sosyal Medya

Makale

Türkiye, S. Arabistan’a da askeri üs kurmalı

Bırakın saldırsınlar. Bırakın karşı dursunlar. Bırakın Türkiye'nin gelecek ufkunu karartmaya çalışsınlar. Bırakın yüz yıllık emperyal tortularla hastalık yaymaya devam etsinlerBırakınTürkiyeli olmaktan daha çok Amerikalı, Alman, Ä°ngiliz, Ä°srailli ya da Rus olsunlar. Bırakın ekonomik alanda, siyasi alanda, entelektüel alanda birer “iç iÅŸgalci” gibi hareket etsinler.

Amaçlarına ulaÅŸmak için, Türkiye'yi durdurmak için küresel istihbarat ağıyla, terör örgütleriyle oynaÅŸsınlar. Küçücük meseleleri Türkiye'nin en önemli sorunuymuÅŸ gibi öne çıkarsınlar, zihin karatsınlar. Bırakın yapabildikleri kadar düşmanlık yapsınlar, vatanlarına ve milletlerine sövsünler.

Kut-ul Amare'yi niye şimdi hatırladık?

Tarih küçük insanların oyuncağı deÄŸildir. Büyük düşünenlerin, büyük mücadeleler verenlerin, büyük hayalleri olanların hikayesidir.

Onlar kaybedenlerdir. Bugün sesleri çok çıksa da, bugün baÅŸkent baÅŸkent dolaÅŸsalar da, onlar tarihin kaybedenleridir. Bir süre sonra sesleri kaybolup gidecektir. Çünkü onlar, tarih yapıcı güçlerini, niteliklerini, dinamiklerini çoktan kaybettiler. Onlar, o SoÄŸuk SavaÅŸ artığı düşüncelerle bugünden sonra ancak ve ancak birer malzeme olmaktan öte rol oynayamayacaklar, kendilerine bundan fazlası verilmeyecektir.

Bugün Kut-ul Amare zaferinin yüzüncü yıl dönümü.Hafızamızdan silinen bir zaferi yüz yıl sonra nasıl arayıp bulduysak, kendimizi de öyle bulacağız. Sadece bu örnek bile verilen büyük mücadeleyi gözler önüne sermeye yetiyor. Ä°ÅŸte biz, tarihi normalleÅŸtirmek isterken, ülke ve vatan sevgisini yeniden öne almak isterken, millet kavramını geniÅŸ yorumlamak isterken, Türkiye ülkesini yüz yıl sonra yeniden düşünürken, Anadolu sınırlarının çok ötesinde el ele tutuÅŸacağımız dostlarımızı keÅŸfederken bunu yapmaya çalışıyoruz.

En zor zamanda zafer kazanmak

Bu anlayışı, bu idraki yaygınlaÅŸtırmaya çabalıyoruz. Türkiye'nin CumhurbaÅŸkanı, yüz yıl sonra ilk kez bu zaferi anıyorsa, o tarihi bizi yaÅŸatanlara saygı ifadeleri kullanıyorsa, onlarla övünüyorsa, onlarla baÄŸ kuruyorsa, halka tamamlanmış, tarih kendi akışını bulmuÅŸturErdoÄŸan'ın, “en zor zamanda bile zafer kazanabildiÄŸimize” yönelik sözleri derin bir gerçeÄŸin ifadesidir. Bizler tarihin her aÅŸamasında en zor zamanlarda bile ayakta kalmayı,sadece kendimizi deÄŸil, çevremizi de ayaÄŸa kaldırmayı bilen bir gelenekten geliyoruz.

Ä°ÅŸte tarih yapıcı özellik budur ve Türkiye, 20. yüzyıl parantezini kapattıktan sonra, son yirmi yılda bu özelliÄŸine geri dönmüştür. Biz, bu sorumluluÄŸu, bu büyük hesabı çarçur etme yüksüne sahip deÄŸiliz. Birkaç kendini bilmezin, birkaç kifayetsizin, bugünler için hazırlanan birkaç “iç iÅŸgalci”nin hezeyanlarına teslim olacak deÄŸiliz.

Teröre değil, işgale karşı vatan savunması

Saldırılara, engellemelere, çirkinlikleri ve çirkefliklere raÄŸmen, tarih bu yönde akmaya devam edecektir. Son üç yıldır iÅŸte bu büyük mücadeleyi bitirmek için ardı ardına saldırılara uÄŸruyoruz. YaÅŸadığımız bütün krizler, bütün itibarsızlaÅŸtırma Ã§abaları,Türkiye'yi durdurmaya dönüktür ve Ã§okuluslu bir müdahaledir.

Bugüne kadar içerideki aparatlarını harekete geçirenler, yeri geldiÄŸinde doÄŸrudan saldırı seçeneklerini de öne alacaktır. Bunun olabileceÄŸini kesinlikle ihtimal dahilinde tutun. Çünkü mesele, hepimizin tahmin ettiÄŸinden daha büyüktür, bölgesel güç haritasını yeniden belirleyecek ölçektedir. Bu yüzden yüzyıllık bir hesaplaÅŸma içinde olduÄŸumuz gerçeÄŸini asla yabana atmayın.

Türkiye'nin “terörle mücadele” adı altında yürüttüğü operasyonlar aslında bu Ã§okuluslu müdahaleye, dış müdahaleye karşı vatan savunmasıdır. Bunun adı terörle mücadele deÄŸil, savaÅŸtır. Åžehirlerimiz bir terör örgütü üzerinden iÅŸgal edilmek istenmektedir.

Coğrafi müdahalenin asıl hedefi Türkiye'dir

PKK'nın Arap Baharı ile aynı dönemde silahı tekrar öne almasının sebebi bu yönde verilen talimattırÖrgüt, bölgenin yeni haritası için seferber edilmiÅŸtir. Bölgede verilen mücadele bu yüzden teröre karşı deÄŸil, Ä°stiklal Savaşı'nda olduÄŸu gibi, iÅŸgale karşı verilmektedir.

Devlet aklının, siyasi aklın, millet iradesinin onlarca yıl sonra böyle bir bilinçle hareket ediyor oluÅŸu, beraberinde bir coÄŸrafi sorumluluk getirmektedir. Bu sorumluluÄŸa karşı bayrak açanherkes, her örgüt, her devlet aynı saftadır ve Türkiye ile savaÅŸmaktadır. Bize harita dayatanlara, harita taslaklarıyla cevap verebilme yeteneÄŸi, bu mücadelenin en büyük silahıdır.

Haçlı SavaÅŸları'ndan sonra, MoÄŸol istilasından sonra nasıl bir yükseliÅŸ dönemi baÅŸladıysa ve bu dönem coÄŸrafyayı biçimlendirdiyseBirinci Dünya Savaşı'ndan sonra da öyle bir dönem baÅŸlayacaktı ve bu baÅŸladı. Öyleyse, coÄŸrafyamızı kasıp kavurankaosun asıl hedefi bu tarihi misyondur, Türkiye'dir. Üçüncü ÅŸok etkisini kaybetmiÅŸtir, o kaos fırtınasını tersine çevirecek güç de Türkiye olacaktır.

Türk askerinin ne işi var Katar'da?

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu dün Katar'daydı. Daha önce karar verilenaskeri üs için bir anlaÅŸma yapıldı. Türk askerinin Katar'da ne iÅŸi var? Neden Balkanlar'da, Lübnan'da, Azerbaycan'da, Somali'de, Irak'taBuralarda ne arıyoruz? Türkiye'yi savunmak için, coÄŸrafi sorumluluklarımızı yerine getirmek için, ayaÄŸa kalkmak ve 21. yüzyıl güç haritasında bir garnizon ülke tanımlanmamak için.

Bugünleri Abbasi'lerin son dönemlerine, zayıfladığı dönemlere benzetiyorum. Zinde bir güç olarak bölgeye gelen Müslüman Türklerin siyasi tarihe etkisinin bir benzerinin ilk aÅŸamalarını yaşıyoruz sanki. O dönem Abbasilere yardım için gelen Müslüman Türkler, yüzlerce yıl sonra, Osmanlı'nın çöküşüne kadar Ä°slam'a hizmet etmeye, coÄŸrafyayı diri tutmaya devam ettiler. O çöküşten sonra ise, hepimiz kendi vatanlarımızda esir düştük, sınırlarımıza hapsolup kaldık. Artık hepimiz birer cephe ülkesi, birer garnizon devletlerdik.

Amerika, Arapları köşeye sıkıştırdı

Bugün coÄŸrafya kendi iç savaşını yaşıyor. Mezhep krizi üzerinden bölgesel savaÅŸlar planlanıyor. Suriye krizi belli bir aÅŸamaya geldiÄŸi andaBasra Körfezi, bölgenin en büyük çatışmalarına sahne olacak. Arap dünyası, artık Batı'nın, ABD'nin kendilerine gelecek güvencesi vermediÄŸinin farkında. ABD'nin Suudi Arabistan'ı 11 Eylül'den sorumlu ilan etmek için hazırladığı yasa, Körfez'in yüzlerce milyar dolarına el koymaya ve bu ülkeleri Ä°ran'ın önüne atmaya dönük ilk hamleler.

Washington ile Tahran arasındaki anlaÅŸma Körfez ülkelerini köşeye sıkıştırdı. Türkiye'nin Katar'da askeri üs kurması, BirleÅŸik Arap Emirlikleri'yle yeniden yakınlaÅŸmaya dönük giriÅŸimler, S. Arabistan'la birçok konuda ortak hareket etmesi, aslında ortak tehditlere yönelik savunma arayışıdır.

Türkiye-Ä°ran soÄŸukluÄŸunun ve Türkiye-Rusya krizinin alt yapısı dabu amaçla hazırlanmıştır. Bir ortak savunma arayışı hızla öne çıkmaktadır. Belki bu ortaklıklar, coÄŸrafyayı paramparça edecek iç savaÅŸa giden kapıları da kapatacaktır.

PKK geri çekilecek, IŞİD öne sürülecek

Gezi olayları ile baÅŸlayan, 17 Aralık müdahalesiyle keskinleÅŸenmüdahaleler, PKK üzerinden intihar saldırısı olarak devam ettirildi. Biri baÅŸarısız olunca yeni senaryo devreye sokuldu. Åžimdi “terörle diz çöktürme” seçeneÄŸi de baÅŸarısızlığa uÄŸramış görünüyor.

IŞİD saldırılarına özellikle dikkat edin. PKK'ya verilen rol, bir süre sonra bu örgüte havale edilebilir. IŞİD üzerinden, Suriye üzerinden Türkiye'ye saldırılar baÅŸlayabilir. Ä°ÅŸte bu, açık savaÅŸ ilanı olacaktır. Güney sınırlarımızdan doÄŸrudan saldırılar baÅŸlayacaktır. O zaman saldırıyı yapanların o örgütler olmadığını, doÄŸrudan “müttefiklerimiz” olduÄŸunu daha iyi göreceÄŸiz. Bu yüzden çok yakında PKK terörünü baÅŸarısız ilan edeceklerdir.

Katar'daki üs yetmez. Türkiye, bir an önce S. Arabistan'da, Lübnan'da, Yemen'de ve Suriye'nin her bölgesinde askeri olarak varolma yoluna gitmelidirBölgesel savaÅŸ hazırlığı varsa, bölgesel savunma hazırlığı da hızlandırılmalıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.